Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Issız ajun kaldı mu
Ödlek öçin aldı mu
Emdi yürek yırtılır
Ödlek yırag közetti
Ogrı tuzak uzattı
Begler begin azıttı
Kaçan kalı kurtulur
Ulşıp eren börleyü
Yırtıp yaka urlayu
Sıkrıp üni yurlayu
Sıgtap közi örtülür
Begler atun argurup
Kadgu anı turgurup
Mengzi yüzi sargarup
Körküm angar törtülür
Ödlek arıg kevredi
Yunçıg yavuz tavradı
Erdem yeme savradı
Ajun begi çertilür
Ödlek küni tavratur
Yalnguk küçün kevretür
Erdin ajun sevritür
Kaçan takı ertilür
Bilge bögü yançıdı
Ajun atı yençidi
Erdem eti tınçıdı
Kerge tegip sürtülür
Ögreyüki mundak ok
Munda adın tıldak ok
Atsa ajun ograp ok
Taglar başı kertilür
Könglüm için örtedi
Yitmiş yaşıg kartadı
Kiçmiş ödik irtedi
Tün kün keçip irtelür
Kötü dünya kaldı mı?
Felek (böylece) öcünü aldı mı?
Şimdi yürek(ler onun ölümünün acısı ile) yırtılır
Felek fırsat gözetti
Gizli tuzak uzattı
Beyler beyini şaşırttı
Kaçan nasıl kurtulur
Erler kurt gibi uludular
Bağrışıp yakalarını yırttılar
Islıklaşmış sesle ağıt yaktılar
Göz yaşlarla örtülür
Beyler atlarını yorarak geldiler
Kaygı onları durdurdu
Benizleri yüzleri sarardı (ki)
(Sanki) onlara safran sürülmüştür (sanırsınız)
Zaman bütün bütün bozuldu
Zayıflar tembeller güçlendi
Erdem yeniden azaldı
Acunun (dünyanın) beyi böylece yok olur
Feleğin günleri çabuk geçer
İnsanın gücünü (gitgide) zayıflatır
(Ve) dünyadaki insanları azaltır.
(İnsanlar felekten kurtulmak için) kaçsalar bile geçilirler
Bilgili ve akıllı (olanların hali) kötüleşti
Evrenin atı, gemi azıya aldı
Edep ve erdemin eti çürüdü
(Etler) Yere değip sürükleniyorlar
Dünyanın geleneği böyle
Gerisi bütünüyle bahane
O gelip bir ok atsa
Dağların başı kertilir
(Alp Er Tuna'nın ölümü) gönlümü yaktı
(Sanki beni) yetmiş yaş yaşlandırdı
(Gönlüm o yiğidin yaşadığı) geçmiş günleri arıyor
Gece gündüz (o günler) aranıyor
Bknz: Sagu
“Sagu” da destanlaşmış bir yiğit olan Alp Er Tunga’nın ölümü üzerine beylerin üzüntüleri dile getiriliyor. Alp Er Tunga, Saka Türklerinin başarısı için çalışmış büyük bir devlet adamıdır. Bazı kaynaklarda, İranlıların Afrasiyab adını verdikleri kahraman ile Türk kahramanı Alp Er Tunga’nın aynı kişi olduğu söylenir. Alp Er Tunga’nın savaşta Çinliler tarafından öldürülmesi üzerine söylenmiştir.
Sagu, 7′li hece ölçüsünün 4 + 3 duraklarıyla yazılmıştır.
… öldi mu a di mü > redif
… kaldı mu a “I” > yarım kafiye
… aldı mu a
… irtelür b
Dörtlüklerin sonunda geçen “yırtılur, çertilür, sürtilür… sözcüklerinde “r” sesleri birbiriyle yarım uyaklıdır, “tilür” sesleri ise dörtlüklerin sonunda redif oluşturmuştur. Bunlar da şiire ayrıca ahenk katmıştır.
• Alp Er Tunga’nın öldüğü bilindiği halde bilinmiyor gibi davranılması tecahüli arif, feleğin öç alan biri olarak düşünülmesi teşhis, erkeklerin ulumak yönüyle kurtlara benzetilmesi ise benzetme sanatına örnektir.
• “Felek bir kere niyet edip ok atsa dağların başı bile kertilir.” ifadesinde abartma sanatı vardır.
Tarih: 2019-07-03 08:21:10 Kategori: Edebiyat
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Alp Er Tunga Sagusu Nedir
Alp Er Tunga Sagusu Orjinal Metin
Alp Er Tunga öldi müIssız ajun kaldı mu
Ödlek öçin aldı mu
Emdi yürek yırtılır
Ödlek yırag közetti
Ogrı tuzak uzattı
Begler begin azıttı
Kaçan kalı kurtulur
Ulşıp eren börleyü
Yırtıp yaka urlayu
Sıkrıp üni yurlayu
Sıgtap közi örtülür
Begler atun argurup
Kadgu anı turgurup
Mengzi yüzi sargarup
Körküm angar törtülür
Ödlek arıg kevredi
Yunçıg yavuz tavradı
Erdem yeme savradı
Ajun begi çertilür
Ödlek küni tavratur
Yalnguk küçün kevretür
Erdin ajun sevritür
Kaçan takı ertilür
Bilge bögü yançıdı
Ajun atı yençidi
Erdem eti tınçıdı
Kerge tegip sürtülür
Ögreyüki mundak ok
Munda adın tıldak ok
Atsa ajun ograp ok
Taglar başı kertilür
Könglüm için örtedi
Yitmiş yaşıg kartadı
Kiçmiş ödik irtedi
Tün kün keçip irtelür
Alp Er Tunga Sagusu Açıklaması
Alp Er Tuna öldü mü?Kötü dünya kaldı mı?
Felek (böylece) öcünü aldı mı?
Şimdi yürek(ler onun ölümünün acısı ile) yırtılır
Felek fırsat gözetti
Gizli tuzak uzattı
Beyler beyini şaşırttı
Kaçan nasıl kurtulur
Erler kurt gibi uludular
Bağrışıp yakalarını yırttılar
Islıklaşmış sesle ağıt yaktılar
Göz yaşlarla örtülür
Beyler atlarını yorarak geldiler
Kaygı onları durdurdu
Benizleri yüzleri sarardı (ki)
(Sanki) onlara safran sürülmüştür (sanırsınız)
Zaman bütün bütün bozuldu
Zayıflar tembeller güçlendi
Erdem yeniden azaldı
Acunun (dünyanın) beyi böylece yok olur
Feleğin günleri çabuk geçer
İnsanın gücünü (gitgide) zayıflatır
(Ve) dünyadaki insanları azaltır.
(İnsanlar felekten kurtulmak için) kaçsalar bile geçilirler
Bilgili ve akıllı (olanların hali) kötüleşti
Evrenin atı, gemi azıya aldı
Edep ve erdemin eti çürüdü
(Etler) Yere değip sürükleniyorlar
Dünyanın geleneği böyle
Gerisi bütünüyle bahane
O gelip bir ok atsa
Dağların başı kertilir
(Alp Er Tuna'nın ölümü) gönlümü yaktı
(Sanki beni) yetmiş yaş yaşlandırdı
(Gönlüm o yiğidin yaşadığı) geçmiş günleri arıyor
Gece gündüz (o günler) aranıyor
Bknz: Sagu
Alp Er Tunga Sagusunun Şiir Yapısı ve Zihniyet İncelemesi
Bu gelenek İslamiyet’in kabulünden sonra da mersiye geleneği ve ağıt geleneği şeklinde günümüze kadar gelmiştir, İslamiyet öncesi Türk edebiyatında, Orta Asya’da toplumu bir araya getiren çeşitli törenler yapılırdı. Bu törenlerden biri de yuğ törenleridir. Sagu, yuğ adı verilen ölüm törenlerinde, çoğunlukla yiğitlerin arkasından, onların iyilik ve yararlıklarını dile getiren ağıtlarıdır.“Sagu” da destanlaşmış bir yiğit olan Alp Er Tunga’nın ölümü üzerine beylerin üzüntüleri dile getiriliyor. Alp Er Tunga, Saka Türklerinin başarısı için çalışmış büyük bir devlet adamıdır. Bazı kaynaklarda, İranlıların Afrasiyab adını verdikleri kahraman ile Türk kahramanı Alp Er Tunga’nın aynı kişi olduğu söylenir. Alp Er Tunga’nın savaşta Çinliler tarafından öldürülmesi üzerine söylenmiştir.
Şiirde Âhenk
“Sagu”da ahenk, ses akışı, söyleyiş, ritim, uyak (kafiye) ve rediflerle sağlanmıştır. Destan dönemi şiirinin geleneğine uygun olan yarım uyak kullanılmıştır.Sagu, 7′li hece ölçüsünün 4 + 3 duraklarıyla yazılmıştır.
… öldi mu a di mü > redif
… kaldı mu a “I” > yarım kafiye
… aldı mu a
… irtelür b
Dörtlüklerin sonunda geçen “yırtılur, çertilür, sürtilür… sözcüklerinde “r” sesleri birbiriyle yarım uyaklıdır, “tilür” sesleri ise dörtlüklerin sonunda redif oluşturmuştur. Bunlar da şiire ayrıca ahenk katmıştır.
Şiir Dili
Sagu eski Türk diliyle söylenmiştir. Anlatımı açık, yalın ve ahenklidir. Bu dönemin dil özelliği olarak yabancı sözcüklere yer verilmemiştir. Dönemin yaşam koşulları ve doğayla iç içe olmanın sonucu genellikle benzetme ve kişileştirme gibi edebî sanatlara başvurulmuştur.• Alp Er Tunga’nın öldüğü bilindiği halde bilinmiyor gibi davranılması tecahüli arif, feleğin öç alan biri olarak düşünülmesi teşhis, erkeklerin ulumak yönüyle kurtlara benzetilmesi ise benzetme sanatına örnektir.
• “Felek bir kere niyet edip ok atsa dağların başı bile kertilir.” ifadesinde abartma sanatı vardır.
Şiirde Yapı
“Sagu”nun biçimsel özelliği şöyledir: Nazım birimi (birim değeri) dörtlüktür. Uyak düzeni aaab / cccb, dddb… şeklindedir. Dörtlüklerle şiir yazma geleneği İslamiyet’in kabulünden sonra da halk edebiyatı şairleri tarafından sürdürülmüştür.Şiirde Tema
Ölen kişilerin arkasından söylenen ve onların erdemlerini, yiğitliklerini anlatan İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatının sözlü ürünlerinden olan saguda Alp Er Tunga’nın ölümünden duyulan üzüntü dile getirilmiştir. Bunun yanında Alp Er Tunga’nın kahramanlıkları, erdemleri, iyiliklerinden de söz edilmiştir.Şiirde Gerçeklik ve Anlam
Şiirde ölüm gerçeği ve ölüm karşısında duyulan acı dile getirilmiştir.Şiir ve Gelenek
Hayatın kaçınılmaz bir gerçeği olan ölüm, edebî dönemlerde geleneksel olarak şiirlere konu olmuştur, İslamiyet’in kabulünden önceki Türk edebiyatında ölüm temasını işleyen şiirlere sagu denmiştir. Bu gelenek sonraki dönemlerde de devam etmiştir. ölen birinin ardından onun erdemlerini, yiğitliğini, güzel yanlarını anlatan şiirlere divan edebiyatında “mersiye” adı verilmiştir. Divan şiirinde mersiye yazma geleneği oldukça yaygındır. Aynı gelenek halk şiirinde de devam ettirilmiş ve ölüm temasını işleyen bu tür şiirlere “ağıt” adı verilmiştir. Ağıt yakma geleneği günümüzde de devam etmektedir.Şiirin Yorumu
Ölüm gerçeği yaşamın her alanında vardır. Sanatçılar eserlerinde bu temayı her zaman dile getireceklerdir. Tanzimat Dönemi sanatçılarından Abdülhak Hamit Tarhan’ın karısının ölümü üzerine yazdığı “Makber” adlı şiirin edebiyatımızda önemli bir yeri vardır.Metin ve Şairi
Alp Er Tunga Sagu’su sözlü edebiyat ürünüdür. Halk arasında söylenegelen bu şiirleri Kaşgarlı Mahmut, “Divanü Lügati’t Türk” adlı eserinde bir araya getirmiştir.Yuğ Töreni Nedir
Eski Türklerde önemli bir kişi öldüğünde ceset, bir çadıra konur. ölen kişinin akrabaları kurbanlar keserek bu kurbanları çadırın önüne koyar. Sonra hep birlikte atlara biner, çadırın etrafında yedi defa dönerlerdi. ölüyü gömmek için uğurlu bir gün beklenir, ölü gömüldükten sonra benzer törenler yapılarak kurbanlar kesilir, mezarın etrafında yedi kez dönülürdü. Gömülen kahramanların mezarı çevresine “balbal” denilen taşlar dikilirdi. Türkler arasında yazı yaygınlaşınca böyle taşlar üzerine kitabeler dikilmeye başlandı. “Köktürk Kitabeleri” bu işlevde dikilmiş yazılı balballardır. Kam, baksı, şam adı verilen ozanlar bu törenlerde çeşitli şiirler söylerdi.Tarih: 2019-07-03 08:21:10 Kategori: Edebiyat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx